İncesaz 1997 yılında Cengiz Onural, Derya Türkan ve Murat Aydemir tarafından İstanbul'da kuruldu. Cengiz Onural'ı yeni Türkü'nün yenilikçi sesi, yarı üzgün yarı ciddi kemençecisi olarak hatırlayacaksınız. Kendisi grubun son dönemlerinde artan sayıda besteler yapmaya başlamış (misal : Süper Baba'nın süper jenerik müziği), öte yandan "Külhani Şarkılar" gibi pek de Yeni Türkü tarzı olmayabilecek bir albüme yönlendirebilmiştir grubu.
Ne var ki kemençeyi kendinden daha usta bir isme teslim etmek zorunda kalacaktır makine mühendisi Cengiz Onural, zira Derya Türkan kemençe üzerine almıştır eğitimini konservatuarda. Aynı okulda tambur ihtisası yapan Murat Aydemir üçlünün diğer öğesi olacaktır. Kadro ilerleyen dönemlerde enstrümanlarında çok yetkin diğer müzisyenlerle tamamlanacak ve İncesaz ince ince ince icraata geçecektir.
İlk albüm 1999'da gelecektir, Eski Nisan'dır adı. Tamamen enstrümental eserlerden oluşan albüm, tam bir İstanbul albümüdür, ezgiler deniz, fayton ve rakı kokar.
2002'de çıkarttıkları Eylül Şarkıları ile adlarını duyururlar. Günümüzün en güçlü seslerinden Melihat Gülses'in de katkısıyla albüm klasik Türk müziği sentezlerini seven tüm kitlelerde son derece beğenildi. Özellikle "Çok aşığın var diyorlar", "Günah", "Marmara" gibi şarkılar albümün yarı buruk, çeyrek ekşi, çeyrek umutlu tonunu ayarlarken, klasik eserlerin modern müzik altyapısı ile aranje edilmesi büyük bir başarıyla yapılıyordu.
Grup İstanbul sevgisini 2004'teki İstanbul'a dair albümü ile somutladı. 2005'te ise grubu Beyoğlu - Pera ekseninde üne kavuşturan "Mazi Kalbimde" albümü yayınlandı. Bu albümde solist olarak Derya Türkan'ın eşi Dilek Türkan gruba katılmış, sesinin gülen tınısı şarkılara cilve katmaya başlamıştır. "Mazi Kalbimde", "Kalbim Seni Özler" gibi eğlenceli şarkıların yanı sıra öyle bir "Denizde Akşam" yorumu vardır ki, renginden gözünüzü yakabilir. 2007'de Klasik Türk Müziği'nden Türk Halk Müziğine geçiş yapar grup. Cengiz Özkan'ın solistliğinde birçok bilindik türküyü yeniden yorumladıkları Elif'te bir Ankara türküsü olan "Arpa Buğday Daneler" ve yine çok bilinen bir Trakya türküsü olan "Sendeki Kaşlar Bende de Olaydı" enfes aranjmanları ile öne fırlamaktadır.
Son albüm olan Kalbimdeki deniz geçtiğimiz sene çıkmıştır. Cengiz Onural, belki de bugüne kadarki en güzel şarkısının ("Sesimi Duy İsterdim") vokallerini grubun ilk günlerinden beri stüdyo aşamasında birlikte çalıştıkları Bora Ebeoğlu'na(evet evet Oya-Bora ikilisinin Bora'sı) emanet etmiştir. Albümle aynı adı taşıyan şarkı (olmazsa olmazdı), "Aşk Bitti" ve "Oturmuş Testi Elinde" gibi muazzam şarkılar bu albümü de yüceltmektedir.
Bu enformasyonu bol girizgahı biraz hissiyatla bezemek gerek..
İncesaz şarkılarının tesirini tam olarak hissedebilmek için ortamsal bazı ayarlamaların yapılması, bazı öncül koşulların yerine getirilmiş olması zaruridir. Belirli bir ruh durumuna teslim olmamışlık, bu koşullardan ilkidir; zira bir İncesaz albümü çok büyük bir olasılıkla yeryüzündeki birçok hissiyatı kapsayacak şekilde tasarlanmıştır, tek bir his alınmak üzere dinlemek büyük hata olacaktır.
İncesaz şarkıları denince aklıma gelen sözcükler sanırım bu savımı doğrulayacaktır : Sevgi, aşk, dostluk, hüzün, geçmiş, ümit, nostalji, yalnızlık, öfke, coşku gani gani vardır şarkılarda.
Şarkıların akşamüstü ya da akşam dinlenmeleri daha makbuldur, alkol eşliğinde dinlemenin şarkıların tesirini % 50 artırdığı İsviçreli bilim adamları tarafından ortaya konulmuş bir bulgudur. Ezgilerin, paylaştıkça keyfi artacağı gibi, tek bir şarkıyla obsesif bir ilişki kurup 37 kez art arda dinlemekten de ayrı bir keyif alınabilecektir.
Bir de ufak bir anektod ile noktayı koyalım madem. Birkaç sene önce bir şirket organizasyonun ilanında "İncesaz ekibi ile boğaz gezisi" ifadesini görünce büyük bir heyecana kapılmıştım. Grubun çok da meşhur olmadığı senelerdi, ve cömert şirketimin bu uygulaması pek de şaşırtmamıştı beni hani. Büyük bir keyifle yerimi ayırttım, tekneye ilk ayak basan ben oldum. Ne var ki gelen İncesaz ekibi pek de ince değildi, bir grup çingene çıkagelmişti. İşte o noktada keşfetmiş oldum İncesaz sözcüğünün aslında jenerik bir içeriği olduğunu..
No comments:
Post a Comment