Thursday, 15 July 2010

Dr.Parnassus - "Düş Sattım Aldanmışlara"


Biraz geç de olsa, Terry Gilliam'ın son filmi Imaginarium of Doctor Parnassus hakkındaki hissiyatlarımı paylaşmak isterim. Yine efsane bir çalışma olmuş, arsız bir gülümseme ile ile seyrettim tüm sahneleri, seratonin tavana vurdu bünyemde. Kimi zaman Gilliam, Burton gibi yönetmenlerin teknolojinin son harikalarını kullanabilecekleri bu dönemlerde sinema sanatına başlamamalarının bir talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Filmde o kadar zengin bir görsellik; Gilliam'ın hayal gücünü birebir aksettirecek o kadar çok enstrüman var ki, Brasil & Monty Python, ya da Beetlejuice gibi filmlerin bugünkü olanaklarla çekildiğini düşünüyorum da, epey heyecan verici.

Efenim bizim bu Dr. Parnassus, orta yaşını geçmiş, peygamer görünüşlü, tatlı-aksi bir ihtiyardır, hayatını hayal gücünü müşterilerinin kullanımına sunarak kazanmaktadır. ne var ki işler kesattır, insanlar şablonlar içerisinde yaşamaya mahkum edilmişler, günümüz profesyonel dünyanın laçka ve moda tabiriyle "kutu dışında" düşünemez olmuşlardır.

Müşterilerine hayal aleminde eşsiz bir deneyim öneren doktorun işleri iflasa yüz tutmuşken ortaya çıkan Tony karakteri (ki Heath Ledger'ın beklenmedik ölümü üzerine Jude Law ve Johnny Depp tarafından varyasyonları yaratılan bir karakterdir) , hitabet yeteneği ile işleri hızlandıracaktır, sonrasında olaylar baş döndürücü bir hızla gelişecektir. Filmin her detayı muazzam bir ustalıkla çekilmiştir, büyük bir keyifle izlenir.

Fantastik yapımların özel bir seyirci kitlesi olduğu su götürmez bir gerçek. Hayal gücü yeterince gelişmemiş kimseler bu filmleri absürd ve manasız bulacak, bir şekilde gerçeklikle ince de olsa bir bağlantı aradıkları her anda yapımdan daha da çok nefret edeceklerdir. Dilerdim ki, herkes bu uçuk dünyanın görsel ziyafetinden ve gerçeklikten kopuştan benim kadar keyif alsın, deliliğe, kıvamında saçmalıklara methiyeler düzsün. Normal olan sıkıcıdır, anormal olandır sansasyonel olan.

Filmde şeytan karakterini Tom Waits'in canlandırdığını söylemeden geçmek olmaz elbette. Blu-ray ekstralarında ne kadar yaşlandığını bir kez daha görüp üzüldüm.. Bu arada imkan varsa, Blu-ray'da izlemek iyi olabilir filmi, kesinlikle daha doyurucu oluyor.

Bu arada Gilliam'ın Don Kişot projesini merakla bekliyoruz, ancak yine bir takım talihsizliklerin yönetmenin yakasından eksik olmadığını da not edelim.

No comments:

Post a Comment