Gaia teorisi, James Lovelock tarafından altmışlarda ortaya atılmış bir teori... Özetle dünyanın tüm fiziksel bileşenlerinin, dünyanın dengesini ve yaşamanın devamını korumak için beraber hareket ettiği prensibinden yola çıkıyor. Lovelock, Dünya ekosistemi ile yaşayan bir organizma gibi içinde bulunan koşulları değiştirecek şekilde hareket ettiğini iddia ediyor. Örneğin, insanlığın doğayı kirletip kaynağını tüketmesi sonucu dünyada yıkımların artması, iklim değişikliği ve sonuçlarının doğanın insanlara karşı kendi koruması olarak adlandırıyor.
Maxime Chattam, Grange'ın izinde benzer tarz çizgisi ile ilgimi çekmiş bir yazar. Yeni kitabında, Gaia teorisi üzerine kurulmuş, içine insanın genetiksel şiddet içgüdüsü varsayımını, komplo teorileri eklenmiş bir polisiye gerilim romanla okurların karşısına çıkmış.
Hikaye ve ana fikri iyi olmakla beraber, hikayeyi önceki kitaplarının kalıplarına sokmak için o kadar zorlamış ki, okuyucuda heyecan yaratacak gerçeklikten çıkmış... Komplo teorilerini severim, üzerine kurulmuş zekice hikayelere ise bayılırım, yalnız inandırıcılık için sınırların belirli seviyede tutulması Chattam'ın romanını okuduktan sonra daha net gün yüzüne çıkıyor.
Kısacası ilk kitapları Kötü Ruh, Kara Büyü ve Karanlığın Soluğu romanlarından uzaklaşan Maxime Chattam, bu romanlardaki gerilim tadını kaybetmiş. 4. kitabında yakaladığı kurgu başarısından da uzak kalmış bu kitaptan daha iyi alternatifler bulunacağından eminim...
Sevgilerimle,
No comments:
Post a Comment